Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “bazı yatırım fonlarında manipülasyon tespit ettik” açıklaması, yatırımcı ve regülatör odaklı tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Piyasada fon mekaniklerinin hangi zayıf noktalardan kullanıldığına dair anlatılan senaryolar, finansal ürünlerin şeffaflığı ve denetim mekanizmalarının önemini yeniden gündeme taşıdı.
Uzmanlar, uygulamada öne çıkan başlıca yöntemlerin birçoğunun portföy yapısı, emir zamanlaması ve likidite yönetimiyle doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor.
1- Konsantrasyon ve pozisyon pompalanması
Fonların portföylerinde sınırlı sayıda hisseye aşırı maruz kalması, fiyatı nispeten az sermayeyle yukarı çekme fırsatını yaratıyor.
Fon veya bağlantılı tarafların bu hisselerde yoğun alımlar yapmasıyla kısa süreli fiyat artışı elde edilebiliyor; bu durum fonun net varlık değerini (NAV) olumlu gösterirken yeni yatırım girişlerini cezbediyor. Erken çıkan yatırımcıların kâr realizasyonuyla başlayan satış dalgası ise fiyatı hızla düşürebiliyor.
2- İlişkili aracı kurumlarla yönlendirilmiş işlemler
Fon yöneticileri veya fonla bağlantılı kişiler tarafından, aynı grubun aracı kurumları üzerinden karşılıklı alım-satım ya da kapanışa yakın yoğun emirler (marking the close) verilmesi gerçek piyasa talebini yansıtmayabiliyor. Bu tür yönlendirilmiş işlemler fiyat ve kapanış değerleri üzerinde yanıltıcı etki yaratabiliyor.
3- “Painting the tape” ve hacim manipülasyonu
Düşük likiditeli menkul kıymetlerde ardışık ve koordineli küçük işlemlerle işlem hacmi şişirilmesi, piyasaya olumlu bir talep sinyali gönderiyor. Hacim artışı yatırımcıların ilgisini cezbettiğinde, fon performansı yapay biçimde iyileşmiş görünmekte; bu algısal iyileşme yeni alımları teşvik edebiliyor.
4- NAV oyunları ve geç kapanış işlemleri
Fon NAV’sı günlük hesaplamalarla raporlanırken kapanışa yakın yönlendirilen işlemler ya da after-hours stratejileri ile günlük değerler üzerinde oynanması mümkün olabiliyor. Raporlanan NAV’ın şişirilmesi, haftalık veya aylık performans tablolarını ve pazarlama materyallerini yanıltıcı hâle getirebiliyor.
5- Sınırlı arzlı küçük hisselerde pozisyonlama
Piyasa derinliği zayıf olan küçük ölçekli şirket hisseleri, görece az miktarda alım-satımla büyük fiyat hareketlerine neden olabiliyor. Fon veya bağlantılı tarafların bu tür kaotik likidite yapısına sahip hisseleri hedeflemesi, fiyat üzerinde kalıcı değil ama kısa vadede güçlü etki oluşturabiliyor.
6- Portföy açıklamalarında selektif şeffaflık
Fonların portföy açıklama sıklığı ve içerik tercihleri piyasayı etkileyebiliyor. Pozisyon değişikliklerinin geciktirilmesi ya da sınırlı açıklamalar, kısa vadeli manipülatif hareketlerin görünürlüğünü azaltabiliyor; aynı zamanda portföydeki yüksek konsantrasyon dereceleri yatırımcı açısından risk sinyali veriyor.
7- Likidite yönetimiyle maskelenen hamleler
Fon yönetiminin likidite havuzları, giriş-çıkış zamanlamaları ve sermaye yönetimi tercihleri manipülatif faaliyetlerin tespitini güçleştirebiliyor. Örneğin büyük fon girişleri duyurulduktan sonra gerçekleştirilen yönlendirilen alımlar fiyatı geçici olarak yukarı taşıyabiliyor.
            
                            
                            
                            
                



